Bu kanser türü hiçbir sinyal vermeden vücuda yayılıyor

Bağışıklık sistemine habersizce müdahale eden ve genellikle tespit anında ileri aşamalarda bulunan mide kanseri, ülkemizde her geçen gün yükselen bir riskle karşı karşıya. Dünya genelinde en sık rastlanan kanserler listesinde 6. sıraya oturan bu tehlikeli hastalığın oluşumunda etkili olan 12 faktör, mide kanseri riskini artırıyor.

Son Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, dünya genelinde yılda 7,6 milyon insanın hayatını kaybetmesine sebep olan kanserler arasında, yaklaşık 736 bin ölüm mide kanserinden kaynaklanıyor. Ülkemizde ise 2020 yılında tespit edilen 233 bin 834 yeni kanser vakasının bin 3075'i mide kanserini oluşturuyor.

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil, son beş yılda mide kanserinin 50 yaş altındaki bireylerde daha sık teşhis edildiğine işaret ediyor. Bu artışın arkasında ise otoimmün gastrit sıklığının artışı, antibiyotik kullanımına bağlı bağırsak florasının bozulması, asit baskılayan ilaçların yoğun kullanımı, sigara tüketimi ve beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerin etkili olduğu ifade ediliyor.

Mide kanserinin belirti göstermeden ilerlemesi, genellikle tespit anında çevre lenf nodlarına ve organlara yayıldığını gösteriyor. Bu nedenle mide kanserinden korunmanın kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atakan Yeşil, "Sinsi bir hastalık olan mide kanserinden korunmanın en iyi yolu hiçbir belirti olmasa bile 50 yaş üstündeki bireylerin düzenli olarak check-up amaçlı endoskopi yaptırmalarıdır. Ayrıca şikayeti olan hastaların ise hekimlerinin isteği üzerine, yaşları ne olursa olsun, endoskopi yaptırmaları büyük önem taşımaktadır. Endoskopi ile Helicobacter Pylori bakterisinin tespiti mümkündür ve kanser riski taşıyan bireyler tedavi edilerek risk azaltılabilmektedir" şeklinde konuşuyor. Bu kapsamda, mide kanseriyle mücadelede erken teşhis ve bilinçli sağlık kontrollerinin rolü bir kez daha önem kazanıyor.

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil, mide kanserini harekete geçiren 12 unsur hakkında detaylı bilgiler sundu; bu kritik konuda verileri paylaştı!

Aile Hikayesi:

Aile geçmişi, mide kanseri için bir risk unsuru olarak kabul edilmekte. Mide kanseri olan bireylerin kardeşleri ve çocuklarının mide kanserine yakalanma riski artış gösteriyor. Prof. Dr. Atakan Yeşil, bu artışın genetik mi yoksa Helicobacter Pylori enfeksiyonu gibi diğer risk etkenlerinden mi kaynaklandığının henüz anlaşılmadığını ifade ediyor.

Yaşın İlerlemesi:

Mide kanseri, diğer kanser türleri gibi ilerleyen yaşlarda daha yaygın olarak görülüyor. Her 100 mide kanserinden 95'i 50 yaş ve üstü bireylerde teşhis ediliyor.

Fazla Tuzlu Gıdalar:

Mide kanserinin dünya genelindeki yaygınlığı, ülkeden ülkeye değişkenlik göstermekte. Özellikle çok tuzlu gıdaların aşırı tüketildiği bölgelerde mide kanseri riski artma eğiliminde. Japonya gibi ülkelerde, aşırı tuzlu salamura gıdaların yaygın olduğu bölgelerde mide kanseri oranları son derece yüksek.

İşlenmiş ve Kırmızı Et:

Yapılan araştırmalar, işlenmiş eti sık tüketen bireylerde (özellikle fast-food tarzı beslenenler) mide kanseri riskinde hafif bir artış olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, kırmızı eti fazla tüketen bireylerde de mide kanseri riskinin arttığı belirlenmiş durumda. Son çalışmalar, vejetaryenlerde et tüketenlere göre mide kanseri riskinin daha düşük olabileceğini öne sürüyor.

Helicobacter Pylori Enfeksiyonu:

Helicobacter Pylori enfeksiyonu, mide alt bölgesinde kanser riskini yaklaşık 6 kat artırıyor. Özellikle cagA pozitif Helicobacter Pylori, mide kanseri riskini daha da yükseltebiliyor. Ancak Prof. Dr. Atakan Yeşil, bu bakteriyle enfekte olanların çoğunun kanser olmadığını belirterek, mide kanserinin oluşumunda başka faktörlerin de etkili olduğunu belirtiyor.

Tütün Kullanımı:

Tütün içmek, içerdiği birçok kimyasal madde nedeniyle mide kanseri için önemli bir risk faktörüdür. Tütün kullanımı, mide kanseri riskini iki katına çıkarır. Tütün kullanan ve Helicobacter Pylori enfeksiyonu bulunan bireyler, bu enfeksiyonu olmayan ve tütün kullanmayanlara göre 10 kat daha fazla risk taşıyorlar. Tütün dumanına maruz kalanlar da aynı riski taşır.

Zayıflamış İmmün Sistem:

HIV ve AIDS hastalarında, enfeksiyon nedeniyle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ve organ nakli sonrasında ilaç kullananlarda mide kanseri iki kat daha fazla görülmekte. Bu durumların, Helicobacter Pylori gibi enfeksiyon risklerini artırabilmesi nedeniyle mide kanseri riski daha da artar.

Asidin Geri Kaçması:

Asit reflüsü, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması durumudur. Bu durum, mide kanseri riskini artırabilir. Asit reflüsü, midenin özofagusa en yakın bölgesinde kanser riskini artırabilir.

Şişmanlık:

Şişmanlık, birçok ciddi sağlık sorununa yol açabilir ve mide kanseri riskini artırabilir. Şişmanlık, insülin direnci üzer

inden mide kanseri riskini artırabilir. Ancak obezite cerrahisi, vücuttaki yağ oranını azaltarak mide kanseri riskini önemli ölçüde düşürebilir.

Rastgele Mide Koruyucu Kullanımı:

Mide koruyucu kullanımı, mide asidinin azalması ve mide pH'ının artması nedeniyle bakterilerin üremesi için uygun bir ortam yaratabilir. Prof. Dr. Atakan Yeşil, kronik asit düşüklüğünün atrofik gastrite zemin hazırlayarak mide kanseri riskini artırabileceğini belirterek, bu nedenle hekim önerisi olmadan mide koruyucu ilaçların kullanımından kaçınılması gerektiğini belirtiyor.

Radyasyon:

Geçmişte mide kanseri, tıbbi X-ışınlarına maruz kalmayla ilişkilendirilmişti. Günümüzde röntgenlerde maruz kalınan X-ışını miktarı düşük olsa da, bazı tıbbi yöntemlerde önemli miktarda radyasyon olabilir. Prof. Dr. Atakan Yeşil, BT taramalarının sadece ihtiyaç olduğunda kullanılması gerektiğini belirtiyor.

Kanser Tanısı:

Daha önce prostat, meme, mesane ya da testis kanseri geçiren erkeklerin mide kanseri riskinde hafif bir artış görülebilir. Kadınlar da yumurtalık, meme ya da rahim ağzı kanseri geçirmişlerse mide kanserine yakalanma riskleri artar. Yemek borusu, bağırsak veya tiroid kanseri, melanom olmayan cilt kanseri ile non-Hodgkin lenfoma öyküsü mide kanseri riskini artırır.